Kayıtlar
ANNELER GÜNÜ HEDİYESİ
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Erken bir anneler günü hediyesi :) Bu haftasonu annemle bir akrabamızın mevlidine gideceğiz Allah nasip ederse, o yüzden hediyesini erken verip orada ilk kez giyer diye düşünüyorum bu terliği :) Bu ipten yapılmış bir çift patik vardı bende. Ne zamandır denemek istiyordum kullanışlı olduğu için; anneme yapayım dedim. Annem terlik giymeyi çok sevmez bazen üşüdüğünde giymek istiyor. Dizlerinden rahatsız olduğu için ağır terliklerle rahat edemiyor. Bu çok hafif bir terlik oldu rahat edeceğini düşünüyorum. Keçe kısmı da sıcak tutuyor, ben yine de ek bir ortopedik tabanlık aldım rahat ederse öyle de kullanabilir. Ve sık yıkansa da uzun zaman giyebilir diye düşünüyorum. Rengi de tam ona göre onu deyişiyle fesi rengi :) Aslında O'na güzel bir şal yapmak isterim. Ancak babama başladığım süveteri bir yılda bitirince daha çabuk biten bir şey yapmak istedim. Canım annem kesin hediyesini görünce ağlayacak 🥲 Rabbim onları başımızdan eksik etmesin, sağlıklı, uzun ömür nasip etsin.
İNCİTME GÖNÜL
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Hayatımın büyük bir kısmında " Ya hep ya hiç" kuralı ve mükemmeliyetçi düşünce büyük bir rol oynadı. Diyelim ki ders çalışacaksam, çok iyi sonuçlar almalıydım. Eğer kendime güvenemezsem erteler dururdum. Ya da amacım kilo vermekse kısa sürede 7 kilo vermem gerekir diye düşünür, 4 kilo versem bile bunu başarısızlık sayardım. Evlendikten sonra da bir süre bu düşüncede devam ettim. Misafir gelecekse ev tertemiz olmalı, çok çeşit yapılmalı ve hepsi de çok lezzetli olmalıydı. Bir örgü örüyorsam ve yanlış yaptıysam örnekte, sadece benim fark edebileceğim bir hata bile olsa tüm örgüyü sökmeyi göze alırdım, yeter ki kusursuz olsun. Çok klasiktir, bazen de dalga geçeriz bu durumla: Filmlerde psikologlar hemen derler ya -çocukluğuna inelim- diye. Oğlum doğduktan sonra ben de kendi çocukluğumu tekrar görmeye başladım. Zamanla geri ittiklerim, hissettiklerim gün yüzüne çıkıyor ve sanki bana anneliğimde yol gösteriyor. Sanırım yine Doğan Cüceloğlu'nun kitabında okumuştum s
İNSAN BEYNİ KULLANILMAZSA KENDİ KENDİNİ ÖĞÜTÜR
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Geçen arkadaşıma uğradığımda sohbet esnasında babaannesi bahsetmişti : " Çocuklar emeklerken üzülürdüm, sürünüyor, yoruluyor gibi gelirdi diye :) Yaşça büyüklerimizde çocuklar için fazla endişelenme ve her şeylerine müdahil olma durumu olduğuna sıkça şahit oluyorum ben de. Biz aile evinde toplandığımızda yemek yerken, eşim ya da abisinin yemeği bittiğinde tekrar yemeyeceklerini bilsem de usulen soruyorum bir şey ister misiniz diye ve kayınvalidem cevaplıyor " Yok yemezler artık " :) Çocukları fazla korumak, onlar adına konuşmak, onların yapacağı şeyleri yapmak iyi niyetli görünse de tehlikeli buluyorum. Yine örnek vereceğim, bir misafirimiz gelmişti ve teyze şöyle demişti bana : " Gelin, çocuk yatağa çıkacak, çıkarıver" :) Dediğini yaptım ancak daha önceden biliyorum ki ben oğlumu bacaklarından biraz desteklersem kendi uğraşarak çıkıyor ve benim istemediğim zamanlarda da tabureyi yaklaştırıp yine çıkıyor :) Geçen gün oğlumla bahçede gezerken arada
OKUDUM : GULYABANİ
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Kitap : Gulyabani Yazar : Hüseyin Rahmi Gürpınar Sayfa Sayısı : 160 Ayşe Hanım, rahmetli arkadaşının kızı olan Muhsine'yi iyi bir konağa hizmet işlerine yardım etmesi için önerdiğini söyler. Her şeyden habersiz olan Muhsine, geçinmek için ihtiyacı olan bu işe başta pek sevinse de git git bitmeyen yollardan, ıssız ormanlardan, arabacının bahsettiği bu çiftlik evinin perili olduğundan ve ölen hizmetçileri duyduktan sonra yüreğini bir korku kaplar. Eve girdiği ilk günden itibaren çeşitli zorluklarla ve oldukça tuhaf olaylarla karşılaşsa da evin kurallarına alışır. Zaman geçtikçe işler karmaşıklaşmaya ve evin esrarı çözülmeye başlar. KİTAPTAN SEVDİĞİM BÖLÜMLER : "Müsamerenin ruhu, en büyük konuşmacısı güzel ve akıcı konuşmalarıyla en tatlı hikayecisi Muhsine Hanım'dı. Hepimiz hazır olur dört gözle gelmesini beklerdik. O, kendine olan bu düşkünlük ve merakımızı bildiğinden ziyaret saatini kasten geciktirir, en sonunda gelir, ondan mahrum kalma endişesiyle yüreğimizi